8. Sınıf Türkçe Deneme Sınavı

Çık
%%PERCENTAGE%%
Doğru Sayısı: %%SCORE%%
Yanlış Sayısı: %%WRONG_ANSWERS%%
Boş Sayısı: %%BOS%%

Soru 1

Damla Öğretmen tahtaya bir metin yazmış ve bu metinde geçen bazı sözcüklerin anlamlarını “●, ▲, ★,
■” simgeleriyle vermiştir. Öğrencilerinden anlamları verilen sözcükleri metinden bularak bir bulmaca
oluşturmalarını istemiştir.

Buna göre aşağıdaki öğrencilerden hangisi bulmacayı yanlış oluşturmuştur?

A

B

C

D

Soru 2

Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinde, kendine özgü üslubuyla köy, kasaba, şehir demeden bazen at üstünde, bazen gemiyle ülkeler aşılır. Bir macera romanı gibi okuyucuyu sürükler. 17. yüzyıl, tüm yaşantısıyla Evliya Çelebi’nin ekranında görünür.
Bu metindeki altı çizili sözle eserin hangi yönü anlatılmak istenmiştir?

A

Olay, durum ya da kişilerin yazarın duygu ve düşünce dünyasından yansıtıldığı

B

Verilen bilgilerin tarihî gerçeklik içinde an-latıldığı

C

Eseri oluştururken gözlem gücünden başarıyla yararlanıldığı

D

Gezilip görülen yerlerle ilgili oldukça önemli bilgiler aktarıldığı

Soru 3

I. ABD’li bir grup bilim insanı denizanalarının yüzme hızını artıracak bir protez geliştirdi.
II. Bilim insanları bu protezi geliştirerek okyanusların derinliklerindeki sıcaklık, oksijen seviyesi, tuz ve asit miktarları gibi değerleri ölçmeyi düşünüyor.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A

I. cümlede anlatılan çalışmanın yöntemleri açıklanmıştır

B

I. cümlede anlatılan çalışmanın benzerleri örneklendirilmiştir

C

I. cümlede anlatılan çalışmada kullanılacak malzemeler aktarılmıştır.

D

I. cümlede anlatılan çalışmayla ulaşılmak istenen hedef belirtilmiştir.

Soru 4

Deprem konusundaki en büyük yanılgı deprem büyüklüğü ve deprem şiddeti kavramlarının aynı anlamda kullanılmasıdır. Depremin büyüklüğü; depremin ortaya çıkardığı toplam enerjiyi ayırt eden, aletsel ölçüm ve hesaplamalar sonucunda bulunan değerdir. Depremin şiddeti ise depremin insanlar, çevre, yapılar ve doğa üzerinde meydana getirdiği etkiler, hasarlar ve değişimlerin gözleme dayalı olarak derecelendirilmesidir. Büyüklüğü 6 olan bir depremin şiddeti o bölgedeki zemin yapısına ve yapılaşma durumuna bağlı olarak farklı olabilir.

Buna göre deprem haberini veren bir spikerin,
I. İlk incelemeler sonrasında Kocaeli depreminin büyüklüğü 6.7 olarak açıklanmıştı. Ancak saha gözlemlerindeki hasarın incelenmesiyle depremin büyüklüğünün 7’nin üzerinde olduğu anlaşıldı.
II. Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında, az önce yani saat 04.28’de Richter ölçeğine göre 5.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremden 3 dakika sonra 4.4 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha kaydedildi.
III. Şimdi gelen son dakika bilgisine göre Elazığ’da deprem oldu. Kandilli Rasathanesi depremin şiddetini 6.8 olarak açıkladı. sunumlarından hangilerinde büyüklük veya şiddet kavramı yanlış kullanılmıştır?

A

Yalnız I.

B

I ve III.

C

Yalnız III.

D

II ve III.

Soru 5

(I) Tuhaf şeyler söylediğinizde “Ne saçmalıyorsun yine?” lafıyla karşılaştınız mı hiç?                                                                (II) Hiçbir neden olmaksızın saçmalamak istediğinizde özgürce, yargılanmadan saçmalayabilenlerimiz kaç kişi?              (III) Oysaki saçmalamak ne güzeldir.
(IV) Aklı boşaltır; zihni rahatlatır, berraklaştırır; yeni düşüncelere yer açar ve belki de en güzeli, bizi eğlendirir.              (V) Saçma sapan konuşma özgürlüğü yaratıcılığa giden yolun en önemli basamağıdır belki de. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren düşüncenin yönü de-ğişmeye başlamıştır?

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren düşüncenin yönü de-ğişmeye başlamıştır?

A

II.

B

III.

C

IV. V.

D

V.

Soru 6

Aşağıdaki metinlerden hangisi “Başarının önündeki en büyük engel olumsuz koşullar değil, olumsuz
düşüncelerdir.” ana düşüncesini desteklemektedir?

A

Oldukça serin bir sonbahar günü bir çiftçi, tarlasında yerde sırtüstü yatmakta olan bir serçe görmüş.
Tarlasını sürmeyi bırakmış; eğilip tüylü, narin yaratığa bakmış ve sormuş: “Neden böyle sırtüstü yatıyorsun?” Serçe, çiftçiye “Bugün gökyüzünün yere düşeceğini işittim.” demiş. Yaşlı çiftçi gülmüş:
“Sanırım minik bacaklarınla gökyüzünü tutmaya çalışıyorsun öyle değil mi?” Serçe, kendinden emin
bir şekilde “Herkes sadece elinden geleni yapar.” demiş.

B

Dağların namlı eşkıyası Köroğlu günün birinde, bir dağ başında koyunlarını otlatan bir çobana rast
gelir. Günlerdir aç olduğunu ve bir kuzuyu kendisine getirmesini ister. Çoban karşı çıkınca aralarında
tartışma başlar, daha sonra da bu tartışma kavgaya dönüşür. Çoban, Köroğlu’nu tuttuğu gibi yere
serince Köroğlu “Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben Köroğlu’yum. Ne yapıyorsun?” der.
Çoban biraz mahcup edayla Köroğlu’nu hürmetle yerden kaldırırken “Canım Köroğlu, sen git namın
gelsin.” der

C

Yolun kenarında hamburger satan adam çok az işitiyordu, bu yüzden bir radyosu yoktu. Gözleri
bozuktu, bu yüzden gazete de okumazdı. Fakat iyi hamburger satardı. İşlerini büyütmek için daha
büyük bir fırın aldı. Üniversiteden gelen oğlu babasına “Radyo dinlemiyor musun, gazete okumuyor
musun? Büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor, durumumuz felaket.” dedi. Bunun üzerine adam aldığı
etin ve siparişlerin miktarını azalttı, tabelaları indirdi. Hamburgerlerini satmak için yolun kenarında
durmaktan vazgeçti. Satışları bir günde düştü. İşlerin kötüye gittiğini görüp oğluna “Haklısın oğlum,
kesinlikle büyük bir krizin ortasındayız.” dedi.

D

Bir ormanda iki oduncu ağaç kesiyorlardı. Birincisi bir ağacı devirir devirmez hemen ötekini kesmeye başlıyordu. Dinlenmediği gibi, öğle yemeğini bile yemiyordu. İkincisi ise ağaç keserken zaman
zaman dinleniyor, öğleyin güzelce karnını doyuruyordu. Bir süre sonra ikisi de kestikleri odunları ayrı
ayrı dizmeye başladılar. Sonuç şaşırtıcıydı. İkinci oduncu, çok çalışan arkadaşından neredeyse iki
kat daha fazla odun kesmişti. Çalışkan oduncu hayretler içinde “Nasıl olur? Ben senden daha çok
çalıştım.” dedi. Öteki oduncu gülümseyerek “Sen durmadan çalıştın, ben ise arada dinlenirken bir
yandan da baltamı biledim. Balta keskin olunca insan daha az çabayla daha çok odun kesebiliyor.”
dedi.

Soru 7

(I) İkinci el kitapları satan kitapçı ve bu kitapların satıldığı işletme sahaf olarak adlandırılır. (II) Sahaflarda
henüz matbaaların olmadığı dönemlerde el yazması kitaplar satılırdı. (III) Sahaflık yapan kişilerse kitaplarla ilgili çok geniş bir bilgiye sahip olurlardı. (IV) Matbaacılığın gelişmesiyle sahafların sayısı gittikçe azaldı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A

I.

B

II.

C

III.

D

IV.

Soru 8

Cümlede yüklemin bildirdiği eylem ya da oluşu yer, zaman, durum, azlık-çokluk (miktar), vasıta (araç) ve sebep bakımından tamamlayan yardımcı ögeye zarf tamlayıcısı denir.

Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf tamlayıcısı yoktur?

A

Eski okulumu ve sınıf arkadaşlarımı çok özlüyordum.

B

Teneffüs zili çalınca tüm öğrenciler koşarak sınıftan çıktı.

C

Konuşmacının oldukça heyecanlı olduğunu herkes anlamıştı.

D

Bugünün insanı her türlü bilgiye istediği anda ulaşabiliyor.

Soru 9

Milattan önce VI. yüzyılda Thales adlı bilim insanı Keops Piramidi’nin yüksekliğini ölçmek için gölgeden yararlanmış. Thales, yere kendi boyunun uzunluğunda bir çizgi çizdikten sonra kendi gölge boyunun bu çizgiye eşit olduğu anı bir süre beklemiş. Sonra piramidin gölgesinin boyunu yardımcılarına işaretleterek piramidin yüksekliğini ölçmeyi başarmış.

Bu parçada,
I. Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
II. Sayılardan sonra sıra bildirmek için nokta konur.
III. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş
olan özneyi belirtmek için virgül konur.
kurallarından hangilerinin örneği vardır?

A

Yalnız I.

B

I ve II.

C

II ve III.

D

I, II ve III.

Soru 10

Öznel anlatım, kişisel görüşler içerir. Nesnel anlatım ise kişisel görüşlerden uzak, kanıtlanabilir yargılarla oluşturulur.
Buna göre,
(I) Yüzyıllar boyunca doğada bulunan volkanik cam; bıçak, ok ucu, süs malzemeleri ve mücevher olarak kullanılmış.                      (II) Camın insanlar tarafından ilk olarak ne zaman üretildiği bilinmiyor.                                                                                                 (III) Ancak bilinen en eski cam malzeme, Mısır’da bulunan ve günümüzde 4500 yıl öncesinden kaldığı belirlenen cam boncuklardır.
(IV) Cam, günümüzde teknolojinin de ilerlemesiyle sağlık, bilişim, mimari, mühendislik ve iletişim gibi birçok alanda vazgeçilmez bir malzeme hâline geldi. metnindeki numaralanmış cümlelerden
hangisinde öznel anlatım vardır?

A

I.

B

II.

C

III.

D

V.

Soru 11

Günlük hayatta canımızı sıkan pek çok olumsuz durumla karşılaşıyoruz. Her seferinde işlerin nasıl
bu kadar ters gittiğini sorgularken aslında ihtimal dâhilinde olan riskli seçenekleri göz ardı ettiğimizin
farkına bile varamıyoruz. İşte Murphy kanunları da tam olarak bu aşamada giriyor devreye. “Bir şeyin
ters gitme olasılığı varsa ters gidecektir.” ilkesi üzerine inşa edilen kanunlar ABD’li mühendis Murphy
tarafından ortaya konmuştur.
Buna göre aşağıdaki karikatürlerde anlatılan durumlardan hangisi Murphy kanunları ile açık-lanamaz?

A

B

C

D

Soru 12

. Aşağıdaki tabloda fiilimsi çeşitleri işaretlenirken yanlışlık yapılmıştır.

Buna göre kaç numaralı cümleler yer değiştirirse yanlışlık giderilmiş olur? 

A

I ve II

B

I ve IV.

C

II ve III.

D

III ve IV.

Soru 13

Mizah (gülmece); olayların, kişilerin gülünç yanlarını vurgulayarak insanı söz konusu olaylar üzerinde
düşündürme, eğlendirme veya güldürme sanatıdır.
Buna göre aşağıdaki metinlerden hangisinde mizah söz konusudur?

A

Trende pencereden sarkan çocuğun başından şapkası düşecekti. Bunu fark eden babası, belli etmeden çocuğun şapkasını kapıp arkasına sakladı. Sonra da ona “Şapkanı rüzgâr aldı.” dedi. Çocuk
ağlamaya başladı. Ağladı, ağladı... Nihayet dayanamayan baba, “Peki, şimdi bulacağım şapkanı...
Bir ıslık çalacağım, hemen geri gelecek şapkan.” Adam bir ıslık çaldı. Aynı anda arkasında sakladığı
şapkayı çocuğa verdi. Ağlayan çocuk birden gülmeye başladı. Sevinmiş, bu oyunu da sevmişti.
Hemen uzandı, babasının askıdaki şapkasını aldı, vagon penceresinden fırlattı. Babasına “Hadi bakalım, bir ıslık çal, kendi şapkanı da getir!” dedi.

B

Kedi korkusundan üzüntü içinde yaşayan bir fare vardır. Sihirbazın teki ona acır ve fareyi bir kediye
dönüştürür. Fare kedi olur olmaz, bu sefer de köpekten korkmaya başlar. Sihirbaz onu bu sefer de
bir kaplana dönüştürür. Fakat bu kez de avcıdan korkmaya başlar. Sihirbaz bakar ki onun korkusunu
yenmeye imkân yok, şu ibretli nasihatte bulunur: “Sen cesaretsiz, korkak birisin, tekrar fareye dön.
Sende sadece farenin yüreği var. Bu sebeple ben sana yardım edemem.”

C

Bir delikanlı babasına “Bizimkinden daha lüks evlerde, zengin bir hayat yaşayan insanlar var.” dedi.
“Niye biz de onlar gibi yaşamıyoruz?” Baba, oğlunu yanına alıp şehrin kenar mahallelerinde dolaştırdı. Oralarda sokakta eski ve yamalı giysiler içinde oynayan çocuklar vardı. Evlerden bir kısmı yıkılacak kadar harap ve ışıksızdı. Baba, oğluna bu manzarayı göstererek “Bak oğlum.” dedi. “Biz bunlardan daha iyi yaşıyoruz. Kendinden iyi durumda olanlara baktığın kadar, kendinden kötü olanlara bakmazsan elindekilerin kıymetini bilemez ve mutlu olamazsın.”

D

Ünlü bir piyanist, parmakları çok yorulduğu için konserlerinden hemen sonra kendisinden imza isteyenlerin arzularını kesinlikle yerine getirmezdi. Yine bir akşam konserden sonra piyanistin hayranlarından küçük bir kız, piyanistin konser salonundaki odasının önünde elinde küçük bir imza defteriyle bekliyordu. Piyanisti kapının eşiğinde görünce yanına sokularak “Biliyorum, efendim.” dedi. “Elleriniz çok yorgun. Fakat benimkiler de öyle. Sizi alkışlamaktan...”

Soru 14

• Abartma; bir niteliği, olduğundan çok üstün veya aşağı gösterme sanatıdır.
• Karşıtlık, birbirine zıt iki kavram veya durumun bir arada kullanılmasıyla oluşan sanattır.
• Kişileştirme, insan dışı canlı veya cansız varlıklara insan özelliklerinin yüklenmesiyle oluşan sanattır.
Aşağıdakilerin hangisinde, açıklaması verilen sanatlardan herhangi birine yer verilmemiştir?

A

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü

B

Öyle bir devim ki ben hakikatte pireyim
Bir delik gösterin da utancımdan gireyim

C

Yıldızlar, çamlara değer de geçer
Gün buradan başını eğer de geçer

D

Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını

Soru 15

Aşağıdaki parçalardan hangisi “Esnemek neden bulaşıcıdır?” sorusuna cevap vermektedir?

A

Esneme esnasında, kalp atışı hızı bir anda yükselir. Durgunluk hâlinden bir anda uyanıklığa geçer.
Esneme ile vücut sanki durum değişikliği yapar. Bilim insanlarına göre bu durum, beynin yüksek
enerjiden düşük enerjiye geçmesinden kaynaklanır.

B

Bilim insanları ayna nöronlarla açıklamaya çalışıyor. Ayna nöronlar, bir canlı herhangi bir hareket yaptığında, o canlıyı gözlemleyen bir başka canlının da aynı hareketi yapmasına neden olan nöronlardır.
Aslında tek nedenin bu olmadığı da düşünülüyor. Esneyen canlılar arasındaki sosyal iletişimin de
bulaşıcılık oranını etkilediği sanılıyor.

C

İlk araştırmalar karbon dioksiti atarak bedenimize daha fazla oksijen almamız için esnediğimizi
varsaymaktadır. Buna göre canımız sıkıldığında daha yavaş nefes almaya başlıyoruz. Nefesimiz yavaşladıkça da ciğerlerimize daha az hava gidiyor. Kanımızdaki karbondioksit miktarı artıp belli bir
seviyeye ulaştığında beynimize bir mesaj gidiyor ve esniyoruz.

D

Esneme, stresten uzak ve rahat ortamlarda vücudumuzun uyku öncesi hazırlık veya uykuya giriş belirtisi olarak algılanabilir. Fizyolojik olarak uykusunu alamayan kişilerde sabah uykudan yeni
kalktığınız zaman, yatma saati gelmiş kişilerde esneme görülebilir. Bunların dışında sürekli esneyen
insanlar görmüşsünüzdür. Bu fizyolojik aşamanın ötesinde bir hastalık belirtisi olarak algılanabilir.

Soru 16

Değerli emekçiler, zor zamanlarda zorlukların aşılması için güç birliği yapıp ortak hareket etmeliyiz. Aksi taktirde doğacak olumsuz sonuçlardan hepimiz etkileniriz. Şirketimizin farklı bir organında işlerin kötüye gittiği doğrudur. Ancak aranızdan bazıları sadece bulunduğu yere ve çevreye bakarak değerlendirme yapmakta, sözünü ettiğim kaygıyı yadsımaktadır. Arkadaşlar, unutmayınız ki bu şirketten hepimiz ekmek yiyoruz. Bu şirket iflas ettiğinde kendim de dâhil hepimiz işsiz kalırız.
Bu parçada bir şirket müdürünün bazı işçilerle ilgili yakındığı durumu aşağıdaki karikatürlerden hangisi yansıtır?

A

B

C

D

Soru 17

Reklamlar oluşturulurken belirlenen reklam stratejileri mesajın hedef kitleye amaçlanan şekilde ulaşmasına yardımcı olmaktadır. Reklamcılar yaratıcı stratejileri oluştururken şu taktiklerden faydalanmaktadır:
Uzman Desteği: Reklamı yapılan ürün sınıfında uzmanlığı bulunan kişi, reklamı yapılan ürüne yönelik görüşlerini belirtir. Bu reklam formatında ürünün üstün özellikleri uzmanın ağzından teknik bilgi olarak paylaşılır.
Karşılaştırma Yapma: Ürünün tanıtımı rakip ürünlerle kıyaslanarak yapılmaktadır. Reklamlarda rakip markaların ismi belirtilmeden dolaylı yollardan gönderme yapılmaktadır. Yaşamdan Kesit: Reklamı yapılan ürünün gün içerisinde kullanımının tüketiciye sağladığı kolaylıklardan bahsedilmektedir. Hayattan örneklerle ürünün yaşantımızda yer aldığında sorunları nasıl çözdüğü tüketiciye aktarılmaktadır.
Tanıklık: Ürünü kullanan sıradan bir kişinin reklamı yapılan ürünün kalitesi, üstün özellikleri hakkında
görüşlerini belirtmesini kapsayan reklam taktiğidir. Bu taktikte konu hakkında deneyimli ancak halkın
içinden bir kişi, hikâyesini paylaşarak güven verici mesajlarıyla ürünü tavsiye etmektedir.
Buna göre aşağıdaki reklam örneklerinden hangisinde bu taktiklerden herhangi biri kullanıl-mamıştır?

A

B

C

D

Soru 18

• Gürültü kirliliğinin hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi birden fazla araştırmaya konu olmuştur.
• Gürültü kirliliği pek çok hayvan türünün yaşamını olumsuz etkilemektedir.
• Hayvanların gürültü kirliliğinden olumsuz etkilenmesi doğadaki dengeye zarar vermektedir.
Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu cümlelerde ifade edilenlerin tümüne değinilmiştir?

A

Daha önceki araştırmalarla fokların gemi trafiğinin gürültüsünden sağır olabildiği belirlenmişti. Ancak
yapılan yeni bir araştırmayla farklı sesler çıkararak birbirleriyle iletişim kuran 100’den fazla hayvan
türünün gürültü kirliliğinden iletişim kurmakta zorlandığı saptandı. Ayrıca ekosistemin birer parçası
olan hayvanların gürültü kirliliğinden etkilenmesinin ekosistemin işleyişini de olumsuz etkilediği belirlendi.

B

Bir grup araştırmacı, yaptıkları yeni bir araştırma sonucunda 100’den fazla hayvan türünün gürültü
kirliliğinden olumsuz etkilendiğini ortaya koydu. Araştırmacılar önceden bu konuda yapılmış çok
sayıda araştırmayı analiz etti. Elde ettikleri verileri kullanarak da gürültü kirliliğinin amfibiler, eklembacaklılar, kuşlar, balıklar, memeliler, yumuşakçalar ve sürüngenleri nasıl etkilediğini gösterdiler.

C

Bir grup araştırmacı, yaptıkları yeni bir araştırma sonucunda mercan resiflerinden (su düzeyindeki
sıra kayalar) yayılan sesle evlerini bulan balık larvalarının, gürültü kirliliğinden ötürü uygun resifleri
bulamadığını ve bu durumun da yaşam sürelerini kısalttığını belirlediler. Ayrıca farklı sesler çıkararak
birbirleriyle iletişim kuran pek çok hayvan türünün, gürültü kirliliğinden dolayı iletişim kurmakta zorlandığını saptadılar.

D

Yapılan bir araştırma pek çok hayvan türünün gürültü kirliliği olan yerlerde iletişim kuramadığı için bu
yerlerden göç ettiğini ortaya koydu. Ekosistemin birer parçası olan hayvanların gürültü kirliliğinden
bu derece olumsuz etkilenmesinin ekosistemin işleyişini de olumsuz etkileyebileceğinden endişe
ediliyor.

Soru 19

• Betimleyici ve öyküleyici anlatım biçimleri kullanılmıştır.
• Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
• Benzetmeye başvurulmuştur.
Bu bilgilerden hareketle,
I. Odaya girdiğimde duvarları baştan başa kaplayan zengin bir kütüphane çıktı karşıma. Raflara yöneldim. Bilinmedik, küfle yanık arası bir koku burnuma geldi. Halamın kitapları kendi kitaplarıma hiç benzemiyordu. Çoğunun cildi, yıllanmış bir örümcek ağını andıran soluk gri ya da kahverengiydi.
II. Bahçede gün doğumunu kucakladı, sonra eve girdi. Odasında hiçbir şeye el sürülmemişti. Hızla kardeşinin odasına geçti. Buraya da dokunulmamıştı. Salon da öyle. Karıştırmamış olamazdı ama nedendir bilinmez hiçbir şeye dokunmamıştı. Her şey yerli yerindeydi.
III. Dükkanın vitrini boydan boya camla kaplıydı. İçerisinde insanlık tarihi boyunca üretilen neredeyse bütün pantolonların sergilendiği boy boy mankenler vardı. Her bir mankenin kıyafeti farklı bir millete aitti. Işıklandırmalar da bu güzelliği yansıtmada oldukça etkili olmuştu.
IV. Okulun koridoru öğrencilerle dolmuştu. Sınıflarından çıkıp yalpalayarak, birbirleriyle şakalaşarak  ürüyen çocuklar, dalga dalga bu ince uzun koridora dökülüyorlardı. Birkaç saniye öncesine kadar bir çöl sessizliğini andıran koridor, birden akıl almaz gürültülerle doluvermişti.
metinlerinden hangileri verilen özelliklerin tümünü içerir?

A

I ve II.

B

I ve IV.

C

II ve III.

D

III ve IV.

Soru 20

Aşağıda Ankara ilinin 4 günlük hava durumu tahminini içeren bilgiler ve bu bilgileri karşılayan simgelerin anlamları verilmiştir.

Bu bilgilerden hareketle Ankara ilinin hava durumu tahminini doğru gösteren tablo aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A

B

C

D

Üyelerimiz test çözdükçe puan kazanmakta ve kazandığı puanlarla ücretsiz kitaplar alabilmektedir. Şu an üye girişi yapmadığınız için puan kazanamayacaksınız.
SINAVI BİTİR
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
1617181920
Son
Geri dön



Test İstatistikleri (Ortalama)

Doğru 9.00
Yanlış 7.36
Net 6.55
Çözülme Sayısı 14

Başarı Tablosu

İsim Soyisim Doğru Yanlış Süre
Damla Biçer 16 4 1050 saniye
arya eylül acar 12 5 979 saniye
yavuz kağan çiçek 12 7 1093 saniye
Esra Açacak 11 7 467 saniye
Hüseyin Kelten 7 13 62 saniye
zeynep catallgil 7 8 1071 saniye
Tebarek Muhammed 6 14 690 saniye
Deniz deveci 5 15 280 saniye
Nazlı Yıldırım 4 15 423 saniye
ceren 16 3 1620 saniye
Elif Eylül Çiroğlu 15 5 1893 saniye
Ahmet Hakan YÜCA 14 6 1677 saniye
Yusuf Demir Güç 1 0 119 saniye
Hasan Can Göncü 0 1 79 saniye
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Yusuf arin borak dedi ki:

    valla harika deneme

BİR YORUM YAZ